14 Ekim 2013 Pazartesi

Okuma Halleri #11

Pal Sokağı Çocukları
Ferenc Molná





Anı Gurmesi

Hafızamda çok şey saklıyorum. Yerler, sesler, olaylar… Anılar biriktiriyorum, ama daha çok anlar. En çok tatları yazıyorum aklıma.


Foça’da aranıp bulunan eceliyle ölmüş balıktan doğum günü hediyesi yaparsın kendine.

Yüzünde denizin tuzu iz bırakırken, sen başkasının ruhunda iz bırakıyorsundur belki. Bir daha yüzünde denizin tuzunu hissetmeden pancar turşusu yiyemezsin.

Senin için çok sıradan bir salata yaparsın. Biri sana ‘Tarifi Reci’s’ten mi aldınız?’ diye sorar. Ne zaman aynı salatadan yapsan, aynı soruyu duyarsın zihninin gerisinde.

Sabahın ilk saatlerinde, yol kenarında yapılan kahvaltıdan salamını paylaştığın kediler kalır aklında, bir de kuru domatesten yapılmış salata.

Bir gün kapın çalar, tanımadığın bir görevli elinde senin en sevdiğin tadı tutmaktadır. Paketi açınca çığlık atmak istersin. Her bir kestane şekerini anılara bulayarak yersin.

Ne kadar sarhoş olursa olsun sevdiğim mezeyi hatırlayabilen arkadaşlarla oturulur içki masalarına. Biraz turşu, çokça muhabbet…

Yemediğin tek meyve armut olsa da, seni bir filme ağlarken gören babana ‘ Ama armut almış.’ dediysen, ‘Sen şimdi armuda mı ağlıyorsun?’ sorusunu da kabul edersin, ertesi gün kucağına bırakılan kilolarca armudu da.

Tatları tutuyorum hafızamda. Venedik’te yenen pizzayı, Prag’da içilen birayı, Adana’da yenen dürümü ya da İzmir’de yenen lokmayı. Hepsini tutuyorum aklımda bir bir. Olur da unutmak istersem kişileri, olayları ya da anıları, bir tek tatlar kalsın aklımda diye.

Yiyip içtiklerim bedenime zarar verebilir ama şu yaşıma dek ruhuma zarar veren tek lokma yemedim. Bu yüzden devam edebilirim tatları biriktirip geri kalan ne varsa silmeye.